Kiralık kasa sözleşmesi; banka ile müşterisi arasında kurulan ve konusu çoğunlukla para olan bir ivaz karşılığında müşterisinin suç unsuru oluşturmayan menkul kıymetlerinin muhafaza edilmesi ve saklanması amacıyla bünyesinde bulunan kasayı müşterisinin tasarrufuna bırakılmasını amaçlayan kira akdi unsurlarının ağır bastığı, vedia ile vekaletin fer’i unsurlarını taşıyan ve her iki tarafa borç yükleyen karma bir sözleşmedir. Kiralık kasa sözleşmesine dair mevzuatta özel bir kanuni düzenleme mevcut değildir.  Bu sebeple hukumuzdaki irade özerkliği ilkesi gereği; her bankanın müşterisinin kabulüne sunduğu kiralık kasa sözleşmeleri birbirinden farklılık göstermektedir.

Banka kiraladığı kasasında muhafaza edilebilecek eşyalara ancak konusu suç teşkil eden maddelere sirayet edecek şekilde yasaklamalar getirebilir, fakat bundan başka herhangi bir sınırlamada bulunamaz. Kiracı müşteri; kiralanan kasanın özellikleri doğrultusunda para, değerli mücevherat, Türk Ticaret Kanunu kapsamında taşınır muamelesi gören pay senetleri ve diğer kıymetli evrakların muhafazasını özgürce muhafaza edebilir.

Kanuni düzenleme ve bankanın hukuki konumu

İcra İflas Kanununda haczi kabil olmayan mallar sınırlı sayıda sayılmış olup,  maddede sayılmayan malların haczinin caiz olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla  müşterinin banka kasasında bulunan menkul kıymeti üzerinde, alacaklının kasayı mühürletme yetkisi olduğu gibi yine icra kanalıyla kasayı açtırıp içindekilere haciz koydurabilmektedir.

Bu noktada İcra İflas Kanunu’nun alacaklar ve üçüncü şahıs elinde haczedilen mallar hakkında başlıklı 89. maddesi uyarınca bankanın, haczedilecek malı elinde bulunduran 3. Kişi olup olmadığı sorunu ortaya çıkacaktır.

Bankalar tek başına kasa üzerinde fiili tasarruf gücünden yoksundur. Ayrıca, bazı bankalara ait sözleşmelerde kasada muhafaza edilecek menkul kıymet veya eşya ile ilgili herhangi bir kısıtlama öngörülmemiştir. Doktrinde bir görüş*, hiçbir ayrım yapmaksızın üçüncü kişi elinde olan tüm taşınırların İİK m. 89 hükmüne göre haczedileceğini ve kiralık kasada bulunan malların da buna dahil olduğunu ifade etmektedir. Fakat kiralık kasa sözleşmesinin niteliği göz önüne alındığında bunun mümkün olmadığı, müşteri ile banka arasında yapılan sözleşmeler incelendiğinde bankanın asli veya fer’i zilyet olmadığı görülecektir.

Kiralanan kasanın, banka tarafından müşteriden habersiz olarak açtırıp kasanın muhteviyatını kontrol etme özgürlüğü yoktur. Kasanın yedek anahtarının bankada muhafaza edilmesi bile bu durumu değiştirmemektedir. Bankaların, müşterilerine kiraya verdiği kasanın içeriğini bilmek gibi bir haklarının olmadığı, ayrıca kanunlar tarafından bu kurumlara böyle bir görev de tayin edilmediği ortadadır. Sayılan bu nedenler doğrultusunda bankanın, müşterisine ait mal veya alacağı elinde bulunduran 3. Şahıs olmadığı aşikardır. Bu sebeplerle İcra İflas Kanunu’nun 89. Maddesi, kiralanan kasalarla ilgili uygulanmayacaktır.

Banka Kasasına Haciz veya Tedbir konulmasının Pratikte Uygulanma Şekli

Ödeme emrindeki müddet dolduktan sonra, alacaklının icra dairesinden talepte bulunması üzerine bankadaki kasanın içeriği için haciz işlemini başlatması mümkündür. İcra müdürü bankaya, kiralık kasa içindeki menkul malların haczedildiğini ve bunların muhafaza altına alınması için alacaklının kasadaki eşyaya ulaşmasının engellenmemesi gerektiğini, aksine hareketten dolayı İİK m. 357 uyarınca bankanın sorumlu olacağını içeren bir muhtıra yazmalıdır. Alacaklı, icra memuru ile birlikte ilgili kasanın bulunduğu banka şubesine gidilip kasa mühürlenir ve borçluya bildirilen gün ve saatte kiralık kasanın bulunduğu yerde hazır olması durumunda kendi huzurunda , aksi takdirde çilingir marifeti ile zor kullanarak açılması suretiyle kasanın içeriğinin haczedileceği bildirilir. Kasa açıldıktan sonra içeriği  gerektiğinde İİK m. 80’deki yetkileri kullanarak muhafaza altına almak suretiyle haczi gerçekleştirmelidir.

SONUÇ

Boyut ve yapısı doğrultusunda içerisinde para, kıymetli evrak ve mücevherat muhafaza edilmesini sağlayan kiralık kasalarla ilgili müşteri ve banka arasında sözleşme serbestisi esasları geçerli olacaktır. Banka; müşterisine karşı kasanın korunmasından sorumlu olacak, hatta öyle ki yedek anahtarı kendinde dahi olsa müşterisine karşı bilgilendirme sorumluluğunu yerine getirmeden güvenlik önlemi olarak bile kasayı kendi başına açamayacaktır. Bu durumun tek istisnası : Ancak müşterinin alacaklısı konumunda olan 3.kişi , icra yoluna başvurarak alacağını tahsil etmek amacıyla bu kasanın içindekiler üzerinde haciz uygulayabilecek ve gerekli tedbirleri alabilecektir. Buna karşı bankanın ya da borçlu kiracının direnmesine karşılık kanunlarda öngörülmüş cezai yaptırımlar uygulanacaktır.

Profesyonel destek almak isterseniz iletişim sayfamızdan bize ulaşabilirsiniz.

KAYNAK

* MUŞUL, (2017), Esaslar, s. 364; PEKCANITEZ, ATALAY, SUNGURTEKİN ÖZKAN, ÖZEKES (2017), s. 166; KURU, ARSLAN, YILMAZ, (2013), s. 263; KURU, (2013), El Kitabı, s. 433.