Bu yazımızda aile hekimliği açısından uygulamada önemli bir hususu teşkil eden vergisel yükümlülükleri, hekimlerimizin anlayabileceği şekilde ele almaya çalıştık  Av. Nazlı Sezer

5258 Sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun ile yürürlüğe konulan Aile Hekimliği uygulaması kapsamında “Aile Hekimi” olarak görev yapacak hekimlerimiz açısından çeşitli vergilerde mükellefiyet ve vergisel sorumluluklar söz konusudur. Aile hekimliği uygulamasına dahil olan hekimlerimizin vergisel anlamdaki sorumluluklarına hakim olmaları büyük önem taşımaktadır.

Bu yazımızda aile hekimliği açısından uygulamada önemli bir hususu teşkil eden vergisel yükümlülükleri hekimlerimizin anlayabileceği şekilde ele almaya çalıştık.

Vergisel Yükümlülükler

Aile hekimlerimizin uygulamada karşı karşıya kalacağı vergisel yükümlülüklerini 3 ana başlık altında ele alabiliriz. Bunlar;

• Gelir Vergisi Yönünden

• Katma Değer Vergisi Yönünden ve

• Vergi Usul Kanunu Yönünden

Olmak üzere 3 ana başlık halinde aşağıda siz aile hekimlerimizin bilgilerine sunulmuş bulunmaktadır.

a) Gelir Vergisi Yönünden

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Vergi Tevkifatı” başlıklı 94 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında;

“Kamu İdare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergisine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” Hükmü tesis edilmiştir.

Bu hüküm uyarınca belirtilen mükellefler anılan Kanunun 94 üncü maddesinde bentler halinde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

Ayrıca aynı maddenin son fıkrasında ise “Maliye Bakanlığı, vergiye tâbi işlemlere taraf veya aracı olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir ” hükmüne yer verilmiştir.

Aile hekimlerinin Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinde tevkifat yapacaklar arasında sayılmamakla birlikte anılan maddenin son fıkrasındaki hüküm ve 275 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar doğrultusunda aile hekimliği hizmetlerinin verilmesiyle ilgili olarak;

• Temizlik, sekreterlik, şoförlük gibi hizmetler için yanlarında çalıştıracakları hizmet erbabına yapılacak ücret ödemeleri, (GVK’nın 103 ve 104 üncü maddelerine göre)

• Serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemeler %20

• İşyerine ilişkin kira ödemeleri, (%20)

• Esnaf muaflığından yararlarlananlardan mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemeler, (Mali veya hizmetin türüne göre belirlenen oranlarda)

Üzerinden maddede belirtilen oranlarda tevkifat yapmaları gerekmektedir. Tevkif edilen verginin muhtasar beyannamesi ile bağlı bulunulan vergi dairesine beyan edilmesi gerekmektedir.

b) Katma Değer Vergisi Yönünden

Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 9 uncu maddesi ile vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanlara vergi alacağının ödenmesinden sorumlu tutma konusunda Maliye Bakanlığı’na yetki verilmiştir. Bu yetkiye dayanılarak yayımlanan 91 Seri No’lu KDV Genel Tebliğinin (A/2) bölümünde sayılan kurum ve kuruluşların (A/3) bölümünde belirtilen işlemlere ait katma değer vergisini tevkifata tabi tutmaları uygun görülmüş olup, tevkifata tabi işlemler ve güncel oranlar ise şöyledir:

• Yapım işleri ile bu işlere ilişkin mühendislik-mimarlık ve etüt-proje hizmetleri, (1/6)

• Temizlik hizmetleri, (2/3)

• Bahçe ve çevre bakım hizmetleri, (1/2)

• Özel güvenlik hizmetleri, (4/5)

• Makine, teçhizat, demirbaş ve taşıtlara ait tadil, bakım ve onarım hizmetleri, (1/3)

• Her türlü yemek servisi (1/2)

• Danışmanlık ve denetim hizmetleri, (1/2)

• İş gücü hizmet temini, (%90) (96 ile 97 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile)

Yine 96 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile 1/12/2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, KDV mükelleflerinin, alt işverenlerden veya bu konuda faaliyette bulunan diğer işletmelerden temin ettikleri işgücü hizmetlerine ait KDV yi %90 oranında tevkifata tabi tutarak sorumlu sıfatıyla beyan etmeleri uygun görülmüş, bu uygulama 97 Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile 5/1/2006 tarihinden itibaren KDV mükelleflerinin yanı sıra, KDV mükellefi olmasalar dahi 91 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (A/2) bölümünde sayılan kurum, kuruluş ve işletmelerin satın alacağı işgücü temin hizmetlerine de teşmil edilmiştir.

Buna göre, gerçek usulde vergilendirilen KDV mükellefleri ile KDV mükellefi olmasalar dahi 91 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (A/2) bölümünde sayılan kurum, kuruluş ve işletmelerin faaliyetlerinin yürütülmesi ile ilgili işlemlerde kullanacakları işgücü temin hizmeti alımlarında %90 oranında tevkifat uygulanacaktır.

Sözü edilen düzenleme, eleman temini şeklindeki hizmetleri kapsamaktadır. Eleman temin hizmeti dışındaki hizmet ifaları, bu bölümde düzenlenen tevkifat uygulaması kapsamında değerlendirilmeyecektir. İşgücü temin hizmetinden bahsedilebilmesi için temin edilen elemanların;

• Hizmeti alan işletmeye ücretli statüsünde hizmet akdiyle bağlı olmaması,

• Hizmeti alanın sevk ve idaresi altında çalıştırılabilmesi,

gereklidir.

Ayrıca hizmetin niteliğinin tespit edilmesinde, temin edilen elemanların SSK primlerinin, tedavi giderlerinin, işyerinde yeme içme ve barınma gibi ihtiyaçlarının hizmeti satın alan işletme tarafından karşılanıp karşılanmadığı vb. hususlarda yapılmış belirlemeler de dikkate alınacaktır.

Bu açıklamalar çerçevesinde; Aile hekimliklerinin yukarıda değinilen hizmetler nedeniyle yapacakları ödemeleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinde belirtilen oranlarda tevkifat yapması ve tevkif edilen bu vergiyi de 2 No’lu KDV beyannamesi ile bağlı bulunulan vergi dairesine beyan etmesi gerekmektedir.

c) Vergi Usul Kanunu Yönünden

Aile sağlığı merkezinde birden çok aile hekimi hizmet veriyorsa aile hekimleri kendi aralarında bir yönetim planı oluşturarak yönetici belirleyecekler ve bu yükümlülük yönetici olarak belirlenen aile hekimi tarafından yerine getirilecektir.

Söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmesi için yönetici olarak belirlenen aile hekiminin isminin Sağlık Bakanlığı tarafından İl Sağlık Müdürlüğü’ne bildirildiğine ilişkin yazı veya aile hekimlerinin listesi ile yönetici seçilen kişinin imza sirküsü ve varsa kira kontratı ile bağlı bulunulan vergi dairesinde mükellefiyet tesisi yaptırılacaktır.

Bu düzenlemelere göre yapacakları ödemeler üzerinden gerek gelir vergisi gerek ise katma değer vergisi tevkifatı yapmak zorunda olan aile hekimlerinin, yetki alanı bakımından bağlı olduğu vergi dairesinde kendi adına muhtasar yönünden mükellefiyet kaydı yaptırmaları ve yaptıkları tevkifat tutarları için verecekleri muhtasar beyannamesini ve sorumlu sıfatıyla yaptıkları tevkifat tutarları için beyan edilmesi gereken katma değer vergisi yönünden ise mükellefiyet kaydı açılmaksızın, 91 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (A/2) bölümünde tevkifat yapacak kurum, kuruluş ve işletmeler belirtilirken gerçek kişilerin anılan bölümde sayılmaması nedeniyle aile hekimliği kurumu adına 9015 vergi kodu ile verecekleri 2 No’ lu KDV beyannamesinin 340 ve 346 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik ortamda verilmesi zorunludur.

Bu zorunluluğa uymayanlara, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Mükerrer 355 inci maddesi uyarınca durumlarına uygun özel usulsüzlük cezası kesilecektir.

Aile hekimleri, Sağlık Bakanlığı’nın emir ve talimatları doğrultusunda ücretli olarak çalıştırıldığından ve ayrıca aile hekimliği hizmetlerinin yürütülmesi sırasında yapılacak giderlerin karşılanması ve aile sağlığı merkezinin yönetimine ilişkin yükümlülük anılan Bakanlıkça aile hekimlerine verildiğinden, aile hekimlerinin kurumlar vergisi mükellefiyeti tesisine ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 172 ve 173 üncü maddelerinde belirtilen “defter tutma mecburiyetine de” gerek bulunmamaktadır.

Ancak aile hekimleri, hizmet erbabına ödeyecekleri ücretler için ücret bordrosu tutmaya, vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için gider pusulası düzenlemeye mecburdurlar.

Şu hususu da önemle belirtmek gerekir ki; yukarıda açıklanan vergi kesintisi sorumluluğu 275 Seri Numaralı GVK Genel Tebliğinin Resmi Gazete’ de yayımlandığı tarihi takip eden ay başından geçerli olmak üzere başlamış olup, sorumluluğun başladığı tarih 01.09.2010’ dur. Bu tarihten önce yapılan ödemeler üzerinden tevkifatla sorumlu tutulamazlar.

Aile Hekimleri Damga Vergisi Ödemekle Yükümlüdürler

5258 Sayılı Kanun’ un 3. maddesine göre, aile sağlığı elemanları, aile hekimi tarafından belirlenen ve Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen, kurumlarınca da muvafakatı verilen Bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşları personeli arasından seçilir ve bunlar sözleşmeli olarak çalıştırılır. 657 sayılı Kanun’ un 4-B bendine göre yapılacak sözleşme damga vergisine tabidir ve damga vergisinin mükellefi sözleşmeyi imzalayan hekimdir. Bu husus aile hekimleri arasında tartışma konusu olmuştur. Halen aile hekimlerinin bu tip bir vergisel yükümlülük ile yüz yüze bırakılmış olması tartışılmaktadır.

“Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler Ve Sözleşme Şartları Hakkında Yönetmelik” hükümlerinde de sözleşme düzenlenmesinin gerektirdiği her türlü giderlerin (damga vergisi hariç) Bakanlıkça karşılanacağı belirtilmiş, damga vergisi külfetinin aile hekimine ait olacağı belirtilmiştir. Yönetmeliğin 10. Maddesi aynen şu şekildedir; “Damga vergisi hariç, sözleşme düzenlenmesinin gerektirdiği her türlü giderler Bakanlıkça karşılanır.”

Sonuç

Bu yazımız ile 01.09.2010 tarihinde yürürlüğe giren aile hekimliğine ilişkin vergisel konularda siz hekimlerimizi bilgilendirmeyi amaçladık.

Siz değerli aile hekimlerimize sağlık hukukçuları olarak tavsiyemiz vergisel yükümlülüklerinizi yerine getirirken müeyyidelerle karşılaşmamanız için hukuki sorumluluklarınızı ayrıntılı biçimde incelemeniz ve bu sorumluluklara hakim bir biçimde mesleğinizi ifa etmeniz olacaktır. Uygulamada aklınızda soru işareti oluşturan hususlarla ilgili bizlere danışabilir ve aynı zamanda bağlı bulunduğunuz vergi dairelerinden yazılı görüş alabilirsiniz.

Saygılarımla

Av. Nazlı Sezer