Bilindiği üzere gelişen teknolojinin yansıması ile işyerlerinde neredeyse bilgisayar ve internet kullanmayan çalışan kalmamış durumda. Artık herkesin kendine ait bir mail adresi ve farklı sitelerde oluşturulmuş hesapları, profilleri var. Bu değişim elbette ki işyerlerinde de kendini gösteriyor.

Kullanımda olan cep bilgisayarı formunda telefonlar sayesinde sanal iletişim 7 gün 24 saat devam ediyor.

İnternetin çalışanlara sağladığı güncel bilgiye ulaşım hızı ve etkin iletişim çalışma verimini arttırıyor olsa da; facebook, twitter, msn gibi sosyal paylaşım ağlarının kullanımı işverenler tarafından “zaman kaybı” olarak görülebiliyor.

Peki işveren işyerinde internet kullanımını sınırlayabilir mi? Bu sınırlama hangi koşullarda ve boyutlarda olabilir? İnternet kullanımı sebebi ile işçinin iş akdi feshedilebilir mi? Tüm bu konular bilişim hukuku anlamında tartışılmakta ve Yargıtay’ın kararları ile gün geçtikçe netlik kazanmaktadır.

İşveren çalışanın internet kullanımını sınırlayabilir mi?

İşveren diğer işyeri kurallarını öngörebildiği ve denetleyebildiği gibi işyerinde internet kullanımını da sınırlayabilir ve denetime tabi tutabilir. Ancak işverenin bunu iş akdinin başlangıç anında net olarak işçiye aktarması ve işçinin iş akdine yazılacak bu hususu kabul etmesi gerekmektedir. Yani işveren yazılı olarak bu kuralı öngörmeli işçi ise imzası ile kabul etmelidir.

Eğer iş sözleşmesinde bu hususa yer verilmedi ise konu işin niteliği, işçinin kullanımının işvereni zarara uğratıp uğratmadığı, işçinin kullanım niteliği ve süresi dikkate alınarak çözümlenmelidir. Eğer işçinin kullanımı yapılan iş gereği işvereni zarara uğratır nitelikte ve işçiden beklenen çalışmayı engeller, verimini azaltır nitelikte ise işveren bu hususta sınırlamalara gidebilecektir.

İş sözleşmesinde bulunması gereken bir diğer husus ise işçinin internet kayıtlarının depolanması ve işveren açısından aleni olması halidir. Kimi iş davalarında işçinin internet kayıtlarının dosyaya delil olarak sunulduğu görülmektedir. Ancak bir işçinin gün içerisinde hangi sitelere girdiğini, internet üzerinde yaptığı konuşmaları kaydetmek ve mahkeme önünde delil olarak kullanabilmek için işçinin öncesinde buna ilişkin yazılı onayını almak gerekmektedir. Aksi halde sunulan delil kanuna aykırı bir delil olacaktır.

İşyerlerinde internet sınırlamaları işi aksatmasının yanı sıra bilgi-veri gizliliğinin sağlanması için de yapılabilmektedir. İşveren işin gizliliğini göz önüne alarak bunun işyeri dışındaki üçüncü kişilerle paylaşımını engelleyici nitelikte sınırlandırmalara da gidebilecektir.

İş akdi internet kullanımı sebebi ile feshedilebilir mi?

İş akitleri karşılıklı iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. İşçi çalışma borcunu işveren ise ücret ödeme borcunu eksiksiz yerine getirmelidir. İşte işçinin çalışma edimini internet sebebi ile eksik yerine getirdiği sebebi ile iş akdi fesihleri söz konusu olabilmektedir.

İşçiden istenen hizmet ve diğer hususlar iş sözleşmelerinde açıkça yazılmalı ve karşılıklı imza edilmelidir. İşçiden iş akdinin başlangıcında net bir şekilde belirtilmeyen hususlar işçi tarafından yerine getirilmedi diye işçinin iş akdi feshedilemeyecektir. Bu sebeple iş akdinde internet kullanımının sınırlandığı ve sınırların tam olarak ne olduğu yazmıyor ise işçi sorumlu tutulamayacaktır. Yine işveren işçinin internet kullanımını alenen biliyor ve fakat işçiye bu hususta herhangi bir uyarıda bulunmuyor ise işveren bunu zımnen kabul etmiş sayılacak ve bu sebeple işçinin iş akdini feshedemeyecektir.

Konu bir Yargıtay kararında aşağıdaki şekilde ele alınmıştır;

“İşverenin açıkça veya örtülü izni olmaksızın işyerinde internetin özel amaçlı olarak kullanımı yasaktır. Bir başka anlatımla, örtülü veya iş sözleşmesi ile açıkça internetin özel olarak kullanabileceğine dair izin yoksa işçi işyerinde özel amaçlı olarak internet kullanamaz. Ancak bu yasak istisnaen acil durumlarda ve işine ilişkin sebeplerden dolayı meşru bir şekilde delinebilir.

Özel amaçlı kullanım izni verilmiş olsa dahi, işçi internet ya da e-mail komünikasyon sisteminin sınırsız kullanımına mezun değildir.

İşçiye interneti özel amaçlı kullanımı sadece açık irade beyanı ile verilmesi şart değildir. Bu yönde izin örtülü olarak da verilebilir. İşyerinde en az altı ay boyunca işveren tarafından özel amaçlı kullanımın fark edilmesine rağmen ses çıkarılmamış olması, örtülü izin olarak değerlendirilmelidir. Ancak bu surette işçinin, işverenin gelecekte de ses çıkarmayacağına dair haklı güveninden bahsedilebilir. Keza, işverenin dinlenme odasında internet bağlantısı olan bilgisayarları işçilerin kullanımına tahsis etmesi de örtülü izin olarak görülmelidir.”

Yargıtay kararı değerlendirildiğinde işveren tarafından internet kullanımı ile ilintili uyarı ve ihtarların verilip verilmemiş olmasının iş akdi feshi aşamasında önem taşıyacağı anlaşılmaktadır. Eğer işçi interneti sosyal amaçlar ile kullanıyor ve işveren de bunu bilerek aksi yönde bir uyarı ya da ihtarda bulunmuyor ise artık işçisinin iş akdini bu sebeple feshedemeyecektir. Aksi durumda ise; yani işçi bu hususta işvereninden uyarı almış ve fakat yine aynı kullanıma devam ediyorsa iş akdi haklı nedenle feshedilebilecektir.

İş akdi bu sebeple haklı nedenle fesh edilen işçi de herhangi bir tazminat alamayacaktır.

İşçinin internet yolu ile işveren bilgilerinin gizliliğini ihlal etmesi

İnternet yolu ile iş akdinin ihlal edilen hususlarından biri de gizlilik olarak karşımıza çıkmaktadır. İşveren ve işçi arasında akdedilen iş sözleşmesinde gizliliğin sağlanması işçiye bir yükümlülük olarak getirilebilir ve aksi iş akdinin feshi sebebi olabilir. Yani eğer işveren ile işçi arasında yazılı bir iş akdi varsa ve bu akitte gizlilik düzenlenmiş ise işçi buna uymakla yükümlüdür.

Gizlilik hükmünün ihlal edilip edilmediğine iş akdindeki gizlilik maddesi somut olayın özelliklerine göre yorumlanarak kanaat getirilecektir. Sözleşmede hangi durumların gizlilik maddesini ihlal edeceği açıkça belirlenmelidir. İşte işçi bu maddede yer alan bilgileri internet, e posta ve diğer yollar ile üçüncü kişilere ifşa ederse bu işveren açısından iş akdinin haklı nedenle feshi sebebi olabilecektir.

İşveren ve işyeri bilgilerinin gizliliği sözleşmede yer almasa dahi İş Kanunumuz bu hususu düzenlemiştir. İş Kanunu’nun 17/II/d maddesine göre; “ İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması,” iş akdinin haklı nedenle feshi sebebi olarak tanımlanmıştır.

Bu maddeden hareketle işçinin işyeri ve işveren sırlarını, ticari bilgilerini, müşteri portfoyünü, know howunu ve diğer bilgi ve belgelerini internet yolu ile iş kapsamında olmaksızın üçüncü kişilerle paylaşımı, işçinin “işverenin meslek sırlarını ortaya atması” olarak değerlendirilecek ve 17. maddenin ihlali niteliğini taşıyacaktır. Elbette Mahkeme durumu değerlendirirken bu paylaşım sebebi ile işverenin zarara uğramış olmasını ya da zarara uğrama ihtimalinin yüksek olmasını da arayacaktır.·

Sonuç olarak işveren ve işçilere internet kullanımı ve diğer işyeri uygulamalarını yazılı hale getirmeleri önerilmektedir. Böylelikle herhangi bir uyuşmazlık halinde yazılı kurallar söz konusu olacağından uyulup uyulmadığı ve feshin haklılığı çok daha net bir şekilde anlaşılabilecek, mağduriyetler önlenebilecektir.

Av. Nazlı Sezer